Yörede Gezinti
Ereğli ve yöresini gezmeye kentin İnönü Mahallesi’nde, Birinci Derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı olup iyi bir restorasyondan geçirilerek ışıklandırılmış Cehennemağzı Mağaralarından başlanabilir. Bunlardan Kilise Mağarası, gizli bir ibadet yeridir. Alan itibariyle en büyüğü olan Ayazma Mağarasının suyu kutsal sayılıyor. Mitolojide ölüler (yeraltı) ülkesinin girişi olarak nitelenen Hades Mağarası, halk arasında “Herkül”, “Dumdum” ve “Koca Yusuf Mağarası” olarak da adlandırılıyor. Yine mitolojide bu mağara, Herakles’in Hermes ve Athena’nm yardımlarıyla üç başlı cehennem köpeği Kerberos’u yeryüzüne çıkardığı mağara olarak geçmektedir.
Ereğli-Devrek karayolunun 18. kilometresinden sonra dört kilometrelik bir yürüyüşle ulaşılan Alayurt Mağaraları ile aynı yolun 17. kilometre-sindeki Süleymanbeyler Köyü sınırlarındaki Göleviç Mağaraları görmediğimiz, ancak bildiğimiz kadarıyla macera peşinde olanlara önere-bileceğimiz yerler. Kentin içme suyunun sağlandığı Gülüç Çayı’nın ve ormanlarının yüzde 30’unun bulunduğu yüksekliklerde yer alan beş şelaleyle piknik alanın bulunduğu yer, “Güneşli Şelaleri” olarak adlandırılıyor. Şelalelere ya Ereğli-Devrek karayolunun 30. kilometresinden sonra Hasbeyler Köyü üzerinden ya da Güneşli merkezinden 6 kilometrelik bir orman yoluyla ulaşılıyor. Gümeli ve Bölüklü Yaylaları, Ova Barajı, Kayalıdere Şelaleleri, Uyuyan Güzel Tepesi, Ereğli’nin diğer doğal güzellikleri arasında yer alıyor. Denemediğimiz ama methini duyduğumuz, Armutçuk-Kandilli’deki aktif ve terkedilmiş maden ocaklarında “vargel” adı verilen raylı asansörlerle deniz kıyısına yapılan “iniş-çıkışlar” de keyifli olmalı tour packages balkan.
Tarihi yapılar ve Ereğli’nin kültür elçileri
19. yüzyıl sonlarında eski bir kilisenin temeli üzerine inşa edilen, bir süre ortaokul ve lise olarak kullanılan üç katlı Halil Paşa Konağı ve bahçesi, 1998’den bu yana Ereğli Müzesi olarak hizmet veriyor. Sahil yolunda Ahmet Ellisekiz Evi, Dikili Caddesi’ndeki Herakles Sarayı kalıntıları, Çeştepe’deki Fener Kulesi, Kale ile Akropol ve sur kalıntıları, Bizans döneminden kalma Orta Cami (Ayasofya Kilisesi) şehir turunda soluk alınacak diğer duraklar. Egemen Berköz un deyişiyle “Ereğli’nin evlerinin, ağaçlarının, limanlarının, insanlarının, horozlarının ama hep Ereğli’nin resimlerini yapan” ve geçtiğimiz yıl 80. doğum gününü kutlayan, 1940’larda Şefik Bursalı ve Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyelerinde çalışmış Ereğlili ressam Osman Zeki Oral, Ereğli’nin etkin bir insanı. 1940 Ereğli doğumlu heykeltıraş Yaman Civan’m “Çilek Sunan Kadınlar”, “Çelikten Çeliğe”, “Sevgi Barış Dostluk”, “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kurucuları” ve “Erdemir’de Sevgi” heykelleri Sahil Parkıyla Erdemir’in çeşitli alanlarını süslüyor. Halen Cumhuriyet gazetesinin kültür sayfasının sorumluluğunu üstlenen 1941 doğumlu şair ve çevirmen Egemen Berköz de Ereğlili. 1943’lü Ünal Cimit ise ülkemizin önde gelen seramik ve porselen sanatçılarından.
Elpek bezi, Osmanlı çileği ve festivaller
Hammaddesi keten olan geleneksel el dokumalarına Ereğli’de “elpek bezi” adı veriliyor. Elpek bezinden masa ve yatak örtüleri, şallar, servis peçeteleri, perdelikler ve türlü kumaşlar yapılıyor. 1950’lerde gelişen tekstil teknolojisi ve ürünleriyle baş edemeyen elpek bezi dokumacılığı, son yıllarda yeniden canlandırılmış. Armutçuk’ta orijinaline uygun olarak dokunup Yalı Caddesi’ndeki şirin Elpek Evi (Tel: 323 87 37)’nde satışa sunuluyor. Ereğli’de mutlaka uğranılması gereken yerlerden biri Elpek Evi Geleneklerini yaşayan ve yaşatan kent Zonguldak.
1920’lerde İstanbul’dan, kentin ileri gelenlerinden Halil Paşaya getirilip yerli çilekle aşılanarak üretilen çilekten, yöreye has, “Osmanlı Çileği” adı verilen aramalı bir çilek ortaya çıkıyor. 1930’larda bir konserve fabrikasının kurulmasına kadar gelişen, fakat 1960’larda sanayileşmeyle birlikte unutulan “Osmanlı çileği” yetiştiriciliği, son on yılda Ereğli Belediyesi’nin desteklemesiyle yeniden ele alınmış. Bugün 500 civarında aile geçimini çilekten sağlıyor. 1994’ten bu yana haziran aylarında, “Ereğli’nin Kurtuluş Günü” civarında üç gün süren “Osmanlı Çileği Festivali” düzenleniyor. Aralık ayında, günü, hava ve balık durumuna göre saptanan “Hamsi Festivali” Ereğli’deki bir başka etkinlik. İlki 2002 yılında, 2002 metre uzunluğunda 6 bin adet ızgaradan oluşan mangal, 15 ton hamsi, 12 ton kömür, 3 ton soğan, 4 ton helva ve 20 bin adet ekmek kullanımıyla başlatılan festival, yıldan yıla geliştirilerek sürdürülüyor.