Geleneklerini yaşayan ve yaşatan kent Zonguldak

0
108

Geleneklerini yaşayan ve yaşatan kent

Zonguldak, sahip olduğu maden kömürü nedeniyle, çok fazla göç alan bir kent. Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden göçenler kendi geleneklerini yaşatmayı sürdürmüş; aradan geçen yıllar, Zonguldak’m farklı kültürlerin sentezlendiği bir yer olarak karşımıza çıkmasına aracılık etmiş. Genellikle çalıştıktan ocaklara ve hemşehrilerine yakın bir yerde ikâmet edip gelenek ve göreneklerini koruyan işçiler, kentin bugünkü semtlerinin doğmasında da rol oynamış. Örneğin 63 numarak ocakta çalışanlar “Kemerbaba Mahallesi’ni, Artin Karamanyan ocaklarında çalışanlar “Kamanyan Mahallesi”ni kurmuş. Yıllar içerisinde iç içe geçen değişik kültürler, modem hayatı reddetmeden Zonguldak’a zenginlik kazandırmış. Düğün, doğum ve ölüme ilişkin ritüeller yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa taşınmış. Tıpkı el sanatlarının taşındığı gibi.

Hamur yoğuran değil, baston yapan eller

Zonguldak el sanatları açısından hayli zengin bir kent. Dünyaca ünlü Devrek bastonları da el sanatlarında ilk sırayı alıyor. 1892 tarihli Kastamonu Salnamesi, bastonculuğun Osmanlı döneminde bir zanaat kolu olduğunu gösteriyor. Ali Ziya Efendi, Devrek’te bilinen ilk baston ustası. Mısır’da askerliğini yaptığı sırada esir düşen ve İngilizlerin şemsiyelerini onarmaya başlayan Ali Ziya Efendi, zaman içerisinde asa ve pipo yapmaya yönelir. Devrek’e döndüğünde bu maharetinin ve düşünce dünyasıyla birleştiren usta, bu işin meraklılarım da yanma alır. Aradan yıllar geçer ve bir başka baston ustası, Aziz Salman, düzenlenen bir festivalde Devrek bastonlarını sergileyerek tanınmasına aracılık eder. 1989 yılından itibaren de ilçede “Devrek Baston ve Kültür Festivali” düzenlenmeye başlanır customized tours balkan.

Günümüzde birçok ülkeye ihraç edilen bastonların üzerinde daha çok yılan motiflerinin bulunması dikkatimizi çekiyor. Ve Devrek’in ilk kadın baston ustası Mürüvvet Okura bunun nedenini soruyoruz. Mürüvvet Hanım, eskiden bastonların daha çok doktorlar tarafından tercih edildiği ve tıbbın sembolü olan yılanın da oradan geldiğini anlatıyor bize. İlk kadın baston ustası olduğunu da gururla ekliyor.

Ereğli’de süpürge

Zonguldak’taki tek el sanatı bastonculuk değil elbette. Ereğli’de süpürge, ekmek taşı ve gemi yapımcılığı; Çaycuma’da semercilik ve eyercilik; bakırcılık ve kalaycılık ilde sürdürülen el sanatlarından bazıları. Ama bastonculuk dışında yöre ekonomisine katkıda bulunan en önemli zanaat dokumacılık. Antikçağ yazarları, Zonguldak halkının günlük yaşamını aktarırken, ketenden dokunmuş, vücudun bütününü kaplayan bol ve bükümlü elbiseler giydiklerini ve bu durumun kenti şiirsel bir atmosfere büründürdüğünü söylerler. Antikçağ yazarlarının sözünü ettiği keten dokumalar kategorisinde yer alan elpek bezi, günümüzde seçkin giyim firmalarının tercih ettiği bir tür. Batı Karadeniz’in bir zamanlar en önemli tarım ürünü olan keten liflerinden yapılan elpek bezinin en önemli özelliği insan vücudunun nemden etkilenmesini önlemek.

Zonguldak mutfağını ağırlıklı olarak unla (buğday ve mısır unu) yapılan yiyecekler oluşturuyor. Beyaz baklava, etli yaprak dolması, cevizli kömeç, uğmaç çorbası, Zonguldak usulü etli dolma, malay, yağlı hoşaf, sirkeli köfte, pelvaza, mısır keşkeği, pirinçli börek kente ait yemeklerin bazıları Zonguldak.

El sanatları, mağaraları, yemekleri derken, Zonguldak’ta geçirdiğimiz zamanın sonuna geliyoruz. Dört buçuk saatlik dönüş yolculuğuna çıkarken, Zonguldak’taki cevherin sadece yer altında olduğunu zannedenlerin büyük bir yanılgı içinde olduğunu düşünüyoruz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz